Deli Selim (Selim Kızılcıklılar) (1945-1995)

Deli Selim (Selim Kızılcıklılar) (1945-1995)

Müzik dünyasında ve halk arasında Delim Selim lakabıyla ün yapan klarnet ustası, virtüöz  Selim Kızılcıklılar, Edirne’nin Küçük Pazar Semtinde tek odalı bir evde 1 Şubat 1945 Perşembe Günü doğmuştur.

Klarnetçi Salim ile ev kadını Münevver Mülver’in üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Kızılcıklılar’ın okur yazar olmaması ve bir müzik eğitiminin olmayışı dolayısıyla nota bilmemesine rağmen besteleyip söylediği türkülerle dinleyenlerin coşturmuş, müzik dünyasının efsaneleri arasına girmiştir.

Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kızılcıklılar, annesinin küçük yaşta Kırklareli’ye kaçmasıyla evde babasıyla birlikte yaşamak zorunda kalmıştır. Yedi yaşında arkadaşları okul sıralarında yer alırken o küçük yaşta ekmeğini sokaklarda kazanarak yaşam mücadelesini sürdürmek zorunda kalmıştır.

Deli Selim 19 yaşına geldiğinde artık düğünlerde klarnet çalmaktadır. Bir düğünde genç bir kız görür ve kızı çok beğenir. İleride eşi olacak Ayşe, daha 14 yaşında ve nişanlıdır. Ancak o Ayşe’nin peşini bırakmaz ve evlenirler.

Evlendikten 3 ay sonra Ankara Etimesgut’a askerlik görevine gider. Askerlik görevini de Etimesgut’ta Orduevinde yapmaktadır. Ancak eşini özler ve terhisine 15 gün kala firar eder ve Edirne’ye gelir.

Edirne’ye gelen Asker Selim, eşini alarak Ankara’ya birliğine geri döner. Ancak firar ettiğinde ceza alır bu defa Tatvan’a gönderilir. Burada eşiyle birlikte cezasını tamamlar. Komutanları eşini Edirne’ye göndermek isteseler de Selim’i ikna edemezler ve eşi Ayşe ile birlikte kalır. Askerlik süresi içinde kız ve erkek çocuğunu burada doğar. 7 yıl süren askerlik görevini tamamladıktan sonra Edirne’ye dönerler.

Deli Selim’in Edirne’de geçen süre içinde artık düğünlerin aranan müzisyeni olmuştur. Ünü yurtiçinde duyulmuştur. Türkiye’nin ünlü şarkıcıları kadrolarında çalıştırmak ister ancak o tüm iş tekliflerini ret eder.  Ekip içinde yapamaz. Hatta davet edildiği bazı düğünleri daha çalmaya başlamadan terk eder, yarım saat sonra tekrar gelir çalmaya devam eder. Belki de kendine özgü sanatçı kaprisiyle yaptığı bu tür davranışlar kendisine “Deli Selim” lakabıyla anılmasını sağlamıştır. Repertuvarında kendine mahalle kültürüne yönelik türküler yer alırken Rumeli türkülerini de yer vermiştir.

Sevenlerinin dilinden düşmeyen türküler yaşadığı olayların hemen arkasından yaptığı besteler olmuştur. “Ayılana Gazoz, Bayılana limon” şarkısı da bunlardan biridir. Sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapan bir Yunanlıdan aldıkları içkiyle sarhoş olurlar. Sarhoş olunca hemen “Ayılana gazoz, bayılana limon” türküsünü bestelediğini verdiği röportajda söylemiştir.  

Bu bağlamda sosyal olaylardan da uzak durmaz, halkın dikkatini çeken kimi olaylar üzerine toplumsal içerikli şarkılar da yapmıştır.

Deli Selim’in parayla arası hiç iyi olmamıştır. Parayı sevmez, kazandığını yardıma muhtaç dostlarıyla paylaşmayı sevmiştir. Bestelediği türkülerden ünlü şarkıcılar para kazanırken Selim bunlarla ilgilenmemiştir. Bestelerinin telif haklarını resmileştirmediğinden günümüzde dahi bestelerini birçok ünlü sanatçı söylerken ailesi telif ücreti alamamaktadır.

Yaşadığı dönemde mahallesinde yaşayan hayvanlar onun en iyi dostu olmuş. O eve aldığı kıyma ve sucuğu onlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duymuş.

Kızılcıklılar’ın artık ünü yurtdışına taşmıştır.. 1994 yılının Ekim ayında KULSAN Vakfı’nın düzenlediği turneye katılmak için Belçika ve Hollanda’ya gider. Bu yurtdışı turnesine Murat ve Selim oğulları, Naci Kokina, Sami Karaali ve Kadir Ürün ile birlikte gider.

Hollanda’da, Romanların müzik, dans ve kültürlerini yansıtmak amacıyla 11 konser verir. Deli Selim ve grubu Hollandalılardan büyük ilgi görür. Hatta Türkiye Çingeneler Şenliği adı altında düzenlenen mini-festivale de katılır. Hollanda da gerçekleşen konser kayıtları Edirne Romanları, Deli Selim-Kadir Ürün adıyla bir albümde toplanmıştır. Konser kayıtları müzikolog Melih Duygulu tarafından hazırlanmıştır. [1]

Deli Selim’in oğlu, Selim, babasının yaşamı boyunca maddiyata önem vermediğini, onun hayatında klarnetin hep bir numara olduğunu belirterek, “Sürekli şarkı sözü yazar, bestelerdi. Gezer, orada burada ekibiyle insanları eğlendirmeye, neşelendirmeye çalışırdı. Kemancı olan anneannem ona tüm müzik aletlerini çalmayı küçük yaşlarda öğretmişti. Ama o en iyi klarneti çalıyordu ve bizim camiada onun üzerine yoktu” demiştir.[2]

Deli Selim’in eşinin anlattığı bir anısında da şunları söylemektedir; “Almanya’ya turneye giden Selim, eşini ve çocuklarını özler. Eşine telefon ederek geleceğini söyler. Eşi gelmemesini ve para kazanmasını söylese de ikna edemez ve Türkiye’ye geri döner. Kapıkule’den Türk sınırına girince elindeki eşya ve para dolu bavulları yere atar. Bavullardaki para ve eşyalar kapışılır. Sonra yakınları yerden topladıkları paraları eşine verirler.”[3]

Selim için paranın önemi yoktur. Aile ve vatan sevgisi her şeyin üstündedir. Ancak yaşamı için de paraya ihtiyacı vardır. İçki içmesinin sebebini de şöyle açıklamıştır. “Ben sarhoş olunca insanlardan para isteyebiliyorum. Ayık olduğum zaman para isteyemem” demiştir.

Bu düzensiz ve hızlı yaşamına kalbi daha fazla dayanamadı. Daha 50 yaşında iken 15 Ocak 1995 Pazar günü yaşama veda etti ve Acı Çeşme Mezarlığına defn edildi.

Edirneli Deli Selim’in hayatı TRT tarafından “Saklı Tarihin Gizemli Çocukları Romanlar” adlı bir belgesel çekilip yayımlanmıştır. Belgesel Filmi izlemek için tıklayınız.