Edirne Gülü

Edirne Gülü

Edirne Gülü, Edirne topraklarında yetiştirilmiş, döneminde kentin ekonomisine büyük katkı sağlamış, padişahların saray bahçelerini süslemiş bir küttür mirasımızdır. 
Aslında Edirne’nin gül bahçelerinden bahsedilen ilk bilgiler 12. yüzyıla kadar inmektedir. 
1210 yılında Belçikalı bir tarihçi Haçlı seferleri sırasında haçlıların Edirne civarında geniş gül bahçeleri gördüklerini bildirmektedir. [1]

Osmanlı döneminde yazılan ilk şehir tarihi kitabı olan Enis’ül Müsamirin, Edirneli müderris Abdurrahman Hibri tarafından kaleme alınmış olup kentin feth tarihi olan 1360 ile 1650 yılları arasındaki Edirne tarihini bizlere anlatmaktadır. Kitabın yazarı Hibri, Edirne bahçeleri ve gülü ile ilgili olarak kitabında bize şu bilgileri aktarmaktadır; “Bu suların etrafındaki bahçelerin H:1010-M:1601 yılına gelinceye kadar çok kıymetli meyveleri olurmuş. Özellikle kayısısının dört vakiyesi bir akçeden sokaklarda tablolor içinde satılıp, alanların ancak çekirdeği için aldıklarını bilenlerden bazıları halen hayattadır. Bilinmektedir ki her yörenin ünlü bir ürünü olur. Bunları İstanbul’un ileri gelenlerine ve saygın kişilerine armağan ederler. Edirne yoksul bir şehir olduğu için değerli bir ürünü yoktur. Ancak, yukarıda yazılı bahçelerimizden bahar mevsimi armağanı olarak gülsuyu elde edilir ki, kokusunun güzelliğini miske benzer[2] diyerek kentin o dönemdeki yaşamında Edirne Gülünün varlığını kanıtlamaktadır.

Değerli hocamız Ayten Altıntaş da kaleme aldığı “Edirne’de Gülcülük” adlı makalesinde, “Katip Çelebinin de Cihannümasında Edirne ile ilgili bilgilerde gül bahçeleri ve gül suyu hakkında bilgilere rastlandığını bildirmektedir. Altıntaş yazdığı makalesinde; “Cihannüma’nın yazma metninden bu bilgileri sunan Hamdi Sadi Selen bu yazmanın 1645 yıllarında hazırlandığını belirtirken, bu yazma eserde Edirne’nin önemli ürünlerinden bahsederken burada da gül bahçelerinden elde edilen gülsuyundan bahsedilmektedir. ,  Evliya Çelebi’nin de Edirne şehrini uzun uzun anlatırken Edirne’deki bahçeleri, gül bahçeleri ile gül suyunu methettiğini yazmaktadır.”

Yaptığım araştırmalarda Osmanlı arşivlerinde bulduğum ve yazı sonunda sunduğumuz H:23.06.976-M:23.06. 1568/1569 tarihli belge de, Tunca nehrinin taşması sonucu gül bahçesinin tahrip olması üzerine Edirne’de iç saray yakınında yeniden gül bahçesi yapılması işinin, Çömlekçi köyündeki bahçelerde gül fidanı bulunduğundan, tehir olunması istendiği belirtilmektedir. Bu belgeden de anlıyoruz ki, Edirne yine su taşkını yaşamış ve bu su taşkınında zarar gören gül bahçesinin yeniden düzenlenmesi için çalışmalar yapılırken Edirne’nin çömlekçi köyünde gül fidanı olduğu tespit edildiğinden gül fidanlarının buradan sağlanmasının talep edilmektedir.

Değerli hocamız Altıntaş da yayınladığı makalesinde; “Edirne'nin çiçekçilik ve gülcülüğe çok uygun bir yer olduğu bilgisini Edirneli ziraatçı İbrahim bin Mehmed'den de öğreniyoruz” demektedir.
 Altıntaş, yazdığı makalesinde Edirne Gülünün 17. yüzyılın sonunda Bulgaristan'a götürüldüğünü, Bulgaristan'da Türkler tarafından kurulan gül bahçeleri ve gül yağı tesislerinin uzun süre (yaklaşık 200 yıl) Türklerin mülkiyetinde kaldığını ve 1877-78 Türk-Rus savaşı sonunda Türklerin Bulgaristan'ı terk etmeleri sonunda bahçe ve tesislerin Bulgarlara geçtiğini belirtmektedir. Edirne'den Bulgaristan'a giden gülcülük, 93 harbi dediğimiz 1877-78 Rus harbinden sonra tekrar Türkiye'ye dönmüştür. Savaştan sonra tekrar yurtlarına dönen göçmenlerimiz gülfidanlarını beraberlerinde getirmişler ve bildikleri teknik ile Edirne başta olmak üzere göç ettikleri birçok yerde yetiştirmeğe başlamışlardır. İstanbul, Bursa, İzmir, Isparta, Burdur şehirleri bu şansa sahip olmuşlardır. Böylece ülkemizde ikinci dönem gülcülük ve gül yağı elde etme devresi başlamıştır.

Edirne’de 15. ve 16. Yüzyılda gül fidanının bulunduğu ve bu gül fidanlarının Edirne’den diğer illere gönderildiği bilgisine de yine Osmanlı arşivlerindeki belgelerden öğrenebilmekteyiz. Yapmış olduğum araştırmalarda bulduğum “H:13.11.991 - M:13.11.1583/1584 tarihli belge de, Edirne kadısına ve Bostancıbaşısına ve Edirne hassa harç eminine hüküm: Saray-ı Amire için Edirne’den yirmi kantar gül fidanı tedarik edip ve sarıp sarmalayıp göndermesi ve ne kadar gönderdiğini bildirmesi” ile “H:15.11. 991 - M:15.11. 1583/1584 Edirne Bostancıbaşısına hüküm: Her sene gönderildiği veçhile gül fidanı cem edüp miri davarlara yükleterek İstanbul’a gönderilmesinin” istenildiğini görmekteyiz. Hatta H:12.09.984-M:12.09. 1576/1577 tarihli belgeden de Padişahın has bahçesi için Edirne kadısı ile Bostancıbaşısından gül fidanları göndermelerinin istenildiğini de öğreniyoruz. 

Edirne’nin kültür, bahçecilik ve ticaret yaşamında önemli yeri olan “Edirne Gülü” ve “Edirne Gülsuyu” ne yazık ki, bugüne kadar önemsenmemiştir. Ayhan Tunca’nın Edirne Gülünü 2003 yılında kentin gündemine taşımak için çaba harcasa da bu çabalar yine kitap ve dergilerin sayfaları arasında kalmış ve 2021 yılına kadar bu sessizlik sürmüştür.

Edirne Belediye Başkanlığı Edirne’nin düşman işgalinden Kurtuluşunun 99. Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Lozan Caddesi üzerinde Edirne Belediye Başkanlığınca “99. Yıl Gül Bahçesi” oluşturulmuş ve 25 Kasım 2021 günü düzenlenen törenle bahçeye Edirne Gülleri dikilmiştir. 

Edirne kentinde farkındalık yaratan bu çalışmayı Trakya Üniversitesi ile Havsa Belediye Başkanlığının işbirliğiyle gül yetiştirme projesiyle sürdürülmüştür. 27 Mayıs 2022 günü Edirne gülünün yetiştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Trakya Üniversitesi ve Havsa Belediyesi iş birliğinde yetiştirilen güllerin hasadı yapılmış, bakır imbik yönetimi ile gülden yağ çıkarma işlemi sembolik olarak katılımcılara gösterilmiştir.[3] 

Trakya Üniversitesi tarafından yeniden doğduğu topraklara kazandırılması amacıyla da Havsa Meslek Yüksekokulu ile Balkan Yerleşkesindeki arazilerde ekimi yapılan Edirne gülü için Hasat Şenliği’ nin her yıl tekrar edilerek sürdürülmesi çok değerlidir.

Bugün Türkiye’de Isparta ve dünyada da Bulgaristan’ın gül ve gülsuyu üretiminde lider konumunda olduğunu ve buralara gülün Edirne’den gittiğini de hayal edersek zaman içerisinde kentin neler kaybettiği gerçeğiyle yüzleşebiliriz. Başlatılan bu çalışmaların hızla gelişmesi ve Edirne Gülü’nün tekrar vatanına Edirne’ye geri gelmesi en büyük dileğimizdir.  

Trakya Üniversite tarafından da Edirne Gülü ile ilgili bir araştırma merkezii kurulması girişimleri de çok önemli ve değerlidir. 


Foto: Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver çizimi

Ender Bilar- www.enderbilar.com


Not: Bu konu ile ilgili geniş bilgi ve belgeyi yayımlamış olduğu “Tarih, Kültür-Sanat Kenti Edirne -2” adlı kitabımda bulabilirsiniz.


Kaynakçalar

[1] Altıntaş, Ayten (2007) Edirne’de Gülcülük.- İstanbul: Tıp Tarihi Araştırmaları:15 Dergisi, s.;158.
[2] Hibrî, Abdurrahman (1996) Enisü’l Müsâmirîn –Edirne Taihi 1360-1650).- çev: Ratip Kazancıgil.- Edirne: Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No:24, s.;49.
[3] Zobar, Gökhan (2022) Tarihte gül bahçeleriyle ünlü Edirne’de “Gül Hasadı Şenliği” 27.05.2022, Anadolu Ajansı.- (https://www.aa.com.tr/tr/yasam/tarihte-gul-bahceleriyle-unlu-edirnede-gul-hasadi-senligi/2599111) Erişim Tarihi: 2.04.2023