Edirne'nin Kurtuluş Öyküsü
Serhad kent Edirne, tarihi süreç içinde stratejik ve jeopolitik önemiyle Balkanların en önemli şehri, Osmanlının da ikinci başkenti olmuştur. Çağdaş Cumhuriyetin aydınlık yüzü olan bu kent dört kez işgal görmüştür. Gördüğü bu işgaller sonucunda kent halkı birçok göçlere, zulüm ve işkencelere tanıklık etmiştir. M. Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ülkemizi düşman işgalinden kurtarmak için yaktığı kurtuluş meşalesiyle Edirne, 25 Kasım 1922 tarihinde tekrar bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşmuştur.
Kurtuluş Savaşı; I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgal edilmesi sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen siyasi ve askeri mücadelenin adıdır. Kısaca “Bağımsızlığını Kazanma” mücadelesidir. 19 Mayıs da M. Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlayan bu hareket ülke sathına yayılmış, birçok cephede verilen mücadeleler sonunda kazanılmıştır.
23 Ağustos-13 Eylül arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi ile Yunan taarruzu püskürtülmüş 30 Ağustos'taki Dumlupınar Meydan Muharebesiyle de Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratılmıştır. Kazanılan bu zaferlerin ardından 9 Eylül'de Türk orduları İzmir'e girerek Yunan işgaline son vermiştir.
İşte bu zaferlerin ardından 11 Ekim 1922 tarihinde Birleşik Krallık ile Ankara hükûmeti arasında imzalanan Mudanya'da ateşkes antlaşması üç gün sonra 14 - 15 Ekim gece yarısı yürürlüğe girmiştir. Mudanya antlaşması gereği de yunan askerlerinin 22 Kasım günü Edirne’yi terk etmesiyle 25 Kasım 1922 günü Vali Şakir Kesebir ve beraberindeki heyet tarafından Edirne teslim alınarak şanlı Türk bayrağı göklere çekilmiş ve halk özgürlüğüne kavuşmuştur. Kazanılan bu özgürlüğün coşkusunu halkımız her yıl 25 Kasım günü kutlayarak tarih yapraklarında izler bırakmıştır. 25 Kasım 2023 Cumartesi günü Edirne’nin Kurtuluşunun yüz birinci yıl dönümüdür.
Bir asırdır süren Edirne’nin Kurtuluş günü kutlamaları kentin ve ülkemizin yerel ve ulusal belleği olan gazetelerin tozlu sayfalarında yer almaktadır. Bunları incelediğimizde çok ilginç bilgiler karşımıza çıkmaktadır.
1933 tarihinde yapılan kutlamalar ile ilgili haberler 26 tarihli Vakit gazetesinde şöyle geçmektedir. “Çok güzel bir havada toplanan otuz binden fazla halk Selimiye camiine çekilen tarihi kurtuluş bayrağını alkışlarla selamlamıştır. Hararetli nutuklardan sonra bir buçuk saat süren bir geçit resmi yapılmış. Gazi Heykeli önünde tezahürlerde bulunmuştur. Akşamüstü de köylülere 200 kişilik ziyafet verilmiş, ziyafeti bir balo takip etmiştir.”[2] Bu haberde görüyoruz ki, Kurtuluş Bayramı, Selimiye Camiine çekilen bayrağa, tarihe ve kültürel mirasa saygı ile başlamaktadır. Ayrıca bu yıl kutlamalarında köy halkına özel verilen ziyafet önemli ve değerlidir. 1933 yılında Halkevinin süreli yayını olarak kentin kültür tarihine iz bırakan ve on beş günlük aralıklarla yayımlanan “6 Ok” adlı derginin ilk sayısı bu yıl kurtuluş bayramı şerefine yayımlanmıştır.[3]
1934 yılı Kurtuluş Bayramı kutlamalarında Selimiye Camii yine öne çıkmaktadır. Selimiye camiinin projektörlerle aydınlatılması için Şark Demiryolları elektrik mühendisi Nuri Bey davet edilmiştir. Edirne’de yapılacak olan Kurtuluş Bayramı kutlamalarında bulunmak üzere İstanbul’dan bir heyet, Hukuk talebelerinden elli kişilik bir kafile, bir sporcu takımı ve halkın katılımı gerçekleşmiştir. Şark demiryolları idaresi bu nedenle Edirne’ye ucuz tarifeli bir tren hazırlamıştır. Tren 24 Kasım 1934 tarihinde saat 20.45 de Sirkeci’den hareket ederek Edirne’ye gelmiş ve bir hafta süreyle yolcuları Edirne’de serbest kalmıştır.[4]
Bu haberde de Kurtuluş Bayramı nedeniyle kentin yerli turist akınına uğradığını, bunun içinde ilgili yöneticiler bu ziyaret için uygun fiyatla tren seferi düzenlenmesi için çaba harcadıklarını görmekteyiz.
Cumhuriyet Gazetesi’nin 25 Kasım 1934 tarihli nüshasını incelediğimizde ise Gazete’nin Sahibi ve Yazarı Sayın Yunus Nadi Edirne ve Edirne’nin Kurtuluşu ile yazdığı başyazısında “Bu sanki bir şehir değil, uzak ve yakın tarihimizin ortasına dikilmiş bir bengütaştır.” tanımlaması çok değerlidir. Yunus Nadi köşesinde şunları yazmaktadır;
“... M. Kemal’in önderliğiyle ulusal kurtuluş savaşına elimizde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Bayrağıyla ve önümüzde Edirne’yi de açıktan açığa içine alan biri ulusal antlaşma (Milli Misak) ile girmiştik. Ulusal ordu savaşı bulduğu yerde karşıladı. Güdülecek yol için kendimize şu tutumu baş yasa yaptık. İleri de veya geride, hatta eğer öyle gerekirse yurdun en son kaya parçasında bütün ulusun varlığını ve ulus bütünlüğünün hepsini kurtaracağız. Bu çok zor iş Dumlupınar tepelerinde değil de Erzurum yaylalarında çözülebilirdi. Nerede çözülürse çözülsün, ne zaman çözülürse çözülsün işte böyle çözülür ve o çözüldüğünde ulusal sınırlarıyla bütün yurt ve ulusal kurumlarıyla bütün ulus kurtulmuş olacaktı. Bir savaş ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar yayılırsa yayılsın er geç bir yerde adına meydan savaşı denilen bir çarpışma ile biterdi.
Güzel Edirne’yi onun önlerinde bir tek kurşun atmaksızın kurtarmış olmamız bundandır. Edirne önünde kurşun atmadık ama başka yerlerde bütün yurt için, demek onun için de çok kurşun attık, çok kan döktük. Eğer öyle gerekseydi, tek ülkümüze erelim diye, kanlarımızın hepsini dökecektik.
Edirne unutamaz ki, Gazi Türkiye’sinin bu ulu savaşı yıllarında İsmet İnönü Büyük Şef’in sağ kolu olarak savaş meydanlarında idi. Edirne’nin de milletvekiliydi. Mudanya savaşının bırakılmasında mütareke antlaşmasıyla Edirne’yi kurşun atmadan kurtarmanın yolunu bulan Başbakanın on üç on dört yıl önce bu sıfatları şimdi hepimizin yüreklerimizi coşkunluklarla ürpertecek anılardır. Edirne’nin Türk yüreklerindeki yeri büyüktür. Bu sanki bir şehir değil, uzak ve yakın tarihimizin ortasına dikilmiş bir bengütaştır.”[5]
Evet… Yunus Nadi'nin tanımlamasıyla ülkemizin Bengütaşı olan Edirne’nin Belediye Meclisi, Edirne’nin Kurtuluşunun 100. Yılı olan 25 Kasım 2022 gününü taçlandırmak ve kentin gelecek yüzyılına bir anı bırakmak amacıyla Heykeltıraş Hüsnü Ertuğ Atlı’ya yaptırdığı “Kurtuluşun 100. Yıl Anıtı” nı Hıdırlık Tepe’de taçlandırmıştır.
Yazımızı Gazeteci-Yazar Nazım Hikmet'in Akşam Gazetesinde Orhan Selim adıyla yazmış olduğu "KURTULUŞ" başlıklı yazısında belirtiği cümle ile tamamlayalım;
"Sözler vardır, soyları belli olmaz.. Kullanıldıkları yere göre boyaları değişir.. "KURTULUŞ" sözü sözlerin en Aksoylusudur, nerde olursa olsun, has boyası, yeni doğan güneşlerin alevindendir.[1]
İşte M. Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde doğan güneşin ışığı, cumhuriyetin değerleri ve devrimleriyle yüz yıldır ülkemizi aydınlatmayı sürdürmektedir.
Kentimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yılı kutlu olsun. Bizlere bu vatanı emanet eden başta M. Kemal Atatürk ve Arkadaşları ile tüm şehitlerimizi, bu yazımızda andığımız Nazım Hikmet'i, Yunus Nadi’yi ve bugün aramızda olmayan şehir tarihçilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Kapak Foto: 25 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Kapağı
Ender Bilar - www.enderbilar.com
KAYNAKLAR:
[1] Selim, Orhan (1934) Kurtuluş, Akşam Gazetesi, 26 Kasım 1934, No:5786, s.1
[2] Vakit Gazetesi (1933)Edirne kurtuluşunu hararetle kutladı, 26 Kasım 1933, No:5707 s.2
[3] Milliyet Gazetesi (1933) Edirne’nin kurtuluşu, 25 Kasım 1933, No:2800, s.6
[4] Vakit Gazetesi (1934) Edirne’nin kurtuluşuna hazırlıklar, 19.11.1934, Sayı:6060, s.3
[5] Nadi, Yunus (1934) En büyük bayram günlerimizde biri: Edirne’nin Kurtuluşu, Cumhuriyet Gazetesi 25.11.1934, No:3783, s.1