Eski (Ulu) Cami

Eski (Ulu) Cami

Eski Cami, Sabuni Mahallesi, sınırları içinde Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan camii, Selimiye Camii meydanının karşısındadır. Edirne'de Osmanlı mimarisinden bugüne ulaşan en eski ve ilk anıtsal yapıdır.[1] Cami aynı zamanda Edirne’nin kale duvarları dışında inşa edilen ilk sultan camisi olma özelliğini de taşımaktadır.
Fetret Devri’nin en önemli tarihi eseri olan Eski Camii’nin yapımına H:805 – M:1403 yılında Emir Süleyman Çelebi tarafından başlanmıştır. Ancak ömrü yetişmeyip, kardeşi Musa Çelebi tamamlamaya çalışmıştır. Onunda ömrü yetişmeyip kardeşi Çelebi Sultan Mehmet tarafından H:816-M:1413-1414 yılında tamamlanmıştır.[2]
Mimarı Konyalı Hacı Alâeddin ve kalfası İbrahim oğlu Ömer İbn-i İbrahim’dir. Yapının bitiminde Çelebi Sultan Mehmet Han’ın buyruğu ile Süleymaniye Camii diye adlandırılmış, sonra “Ulu Camii” denilmiş ve Üç Şerefeli Caminin yapılmasından sonra “Eski Camii” adıyla söylenmiştir.

Camii içten 2116 m² ve kare biçiminde olup dört sütuna dayanan dokuz kubbelidir. Bir şerefeli küçük minaresi esas olup iki şerefeli büyük minare sonradan Çelebi Sultan Mehmet han tarafından yaptırılmıştır. Bu minare ustasının bir Avrupalı olduğu, kaidesindeki Osmanlı mimarisine uymayan şekillere ve özellikle minare şerefe kapılarının kıbleye karşı olmayıp kuzeye açılır olmaları sanılabilir.[3]

Yapı çok kubbeli ulu cami grubuna girmekte olup bunun diğer örnekleri Bursa ve Filibe Ulu Camileridir. Kubbelerin yapılışı orijinaldir. Yaklaşık on üç metre çapında ve tamamıyla yarım küre biçiminde olan kubbeler yan neflerde pandantifler üzerine orta nefde ise çeşitli intikal sahaları üzerine oturmaktadır. Mihrab önündeki kubbe sade plastik üçgenlerden kıvrımlı bir saha üzerindedir. Ön kapıdan girince ilk kubbenin trompları ise bir kürenin dörtte biri şeklinde boş bırakılmış olup, sekiz bölüm halindeki bu kubbenin ortasında ışık deliği olarak bir de fener bulunmaktadır. Camii içerisinde kadınlar mahfilini H:1020-M:1612 tarihinde Filibeli Ramazan Ağa adında kişi yaptırmıştır.[4]

Payelerde ve duvarlarda çeşitli yıllarda yazılmış, çeşitli özellikte iri yazılar ve sonradan yapılmış barok süslemeler bulunmaktadır. Tarihi kaynaklarda caminin önündeki abdest almaya mahsus musluklardan kış mevsiminde özel bir tertibatla sıcak su akıtıldığı yazmaktadır.

Evliya Çelebi, kıble tarafında güzel kokulu zengin çiçeklerle dolu bir bahçe olduğunu, gül, sümbül, nergis ve zambak mevsiminde bu çiçeklerin cemaat safları arasına çiçekliklerle dizilip cami havasının güzel kokularla tazelendiğini söylemektedir.

Halk arasında Selimiye’nin yapısı, Üç Şerefelinin kapısı, Ulu Caminin yazısı diye meşhur bir söz vardır. Yazılar 18. yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar farklı zaman dilimleri içerisinde yazılmıştır.

Osmanlı döneminde başlatılan, “Kılıçla Hutbe Okuma” geleneği asırlardır bu camide devam ettirilmektedir. Hatip Cuma ve Bayram Namazlarında Kılıçla minbere çıkarak hutbeyi okumaktadır. Edirne Türkler tarafından kılıçla feth edilmiştir. Kılıçla feth edilen yerlerde hatibin sol elinde bir kılıçla hutbeye çıkması feth ruhunun unutulmamasını, Tahta çıkan padişahların bu cami’de kılıç kuşanmaları (2. Ahmet, 2. Mustafa ve 3. Ahmet bu cami de kılıç kuşanmışlardır.), Padişahlar sefere çıkacakları zaman hutbeyi elinde kılıçla okumaları, yeni bir fethin olacağı mesajı verilmesi kılıcın sol ele alınması gibi olaylar bu geleneğin sürdürülmesini sağlamaktadır.

Cami H:1158-M:1748’de çıkan yangından, H:1165-M:1751 tarihinde depremden çok zarar görmüş ve Sultan I. Mahmut tarafından 1730-1754 yılları arasında tamir ettirilmiştir. Ayrıca, 1924 ve 1934 yıllarında tekrar esaslı bir onarım görmüştür.[5] 1953 yılında meydana gelen deprem ile hasar gören minareler, 1965 restorasyonu ile onarılmıştır.

19. Yüzyılda caminin iç mekanını süsleyen özgün nakışları üzerine, yapılan geç dönem barok kalem işleri, 1987 yılında başlatılan restorasyon ile temizlenmiştir. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2008-2009 yılı restorasyonları ile hünkar mahfili ve müezzin mahfilindeki yağlı boyalar temizlenerek, 18. Yüzyıla ait Edirne Kari bezeme ortaya çıkarılmıştır. [6]

Vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde olan camii, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu tarafından tescil altına alınmıştır.

Cami ile ilgili kısa video için tıklayınız

 

Foto: Enver Şengül

Ender Bilar- www.enderbilar.com

Kaynakçalar:
[1] Aslanapa, Oktay (2014) Edirne’de Osmanlı devri Abideleri.-İstanbul: Edirne Valiliği Yayınları, Edirne Kitaplığı No:3, s.f;17
[2] Badi, Ahmet (2000) Riyaz-ı Bede-i Edirne.-Çev: Dr. Ratip Kazancıgil.-İstanbul: Edirne Valiliği Yayınları No:13, s.;44
[3] Osman, Rifat (2013) Edirne Rehnüması (Edirne Şehir Klavuzu), çev: Dr. Ratip Kazancıgil.-İstanbul: Edirne Valiliği Yayınları, Edirne Kitaplığı No:2, s.;51
[4] Aslanapa, Oktay (2014) Edirne’de Osmanlı devri Abideleri.-İstanbul: Edirne Valiliği Yayınları, Edirne Kitaplığı No:3, s.f;17
[5] Çolak, A.; Dündar, Y.; Baki, Z.; Ed. (2013) Edirne Turizm Rehberi.-İstanbul: Trakya Kalkınma Ajansı, s.;44
[6] Vakıflar Genel Müdürlüğü