Hamdi Kayışbudak
Edirne Milli Eğitim emekçilerinden olan Hamdi Kayişbudak, 1914 yılında Edirne'de doğdu. Babası Saraç Hüsnü bey, annesi vasfiye hanımdır. Hamdi bey ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi.
İlkokulu mahalle
mektebinde okudu. Yaz tatillerinde mahalledeki Kuran kurslarına devam ederek
dini eğitimini ve Arapça'ya olan yakınlığını ve bilgisini tamamladı. Çok güzel
ezan okuması ile ünlüydü.
Babası Hüsnü
bey, saraç mesleği nedeniyle (Özellikle askeri birliklere saraç hizmeti
verirdi) Kırklareli'de bir dükkan açınca Ortaokulu orada tamamladı. Edirne
Erkek öğretmen Okulunu 1930 yılında bitirdiğinde henüz 16 yaşındaydı. Öğretmen
olarak atanabilmek için yaşını mahkeme kararıyla büyütmek zorunda kaldı.
İlk öğretmenliğe
Uzunköprü Çöpköy'de başladı.1932 yılında Başöğretmen oldu. Buradan Yedek Subay
olarak askerliğe gitti. Çeşitli tarihlerde iki defa ihtiyat askerlik
görevlerinde bulundu.
Uzunköprü'de
görevde iken, Kepirtepe Köy Enstitüsün'de açılan Gezici öğretmen kurslarına
katılarak, Gezici Başöğretmenliğe atandı. Uzun yıllar bu görevini Uzunköprü ve
çevresinde birçok yenilikler ve ilginç hizmetlerle yürüttü. Eşi Ayşe hanımla bu
tarihlerde, görücü usulü ile 1944 yılında nişanlandı. Ayşe hanım, Aydın ili
Yenipazar Kazası Bölge Yatılı İlkokulu Öğretmenliğine 1940 yılında atanmış
olup 1945 yılında Meriç Kazasına nakil oldu.
Hamdi bey, Ayşe
hanımla 18.7.1945 tarihinde evlendi. Hamdi bey Gezici Başöğretmen olarak
görevine devam ederken boş olan Meriç'teki mübadil göçmenlere ait iskan
evlerine yerleştiler. Yunanistan ve Türkiye arasında 1924 yılında yapılan
göçmen mübadelesi nedeniyle Meriç Kazasında yaptırılan iskân evlerinde
oturmayan göçmenler topluca İstanbul'a gidince evler boş kalmıştı. Meriç'te o
tarihlerde 3 dersane vardı. Birisinde 1-2-3. sınıflar diğerinde de, 4-5
sınıflar okuyorlardı.
Meriç Kazası
Gezici Başöğretmeni Hamdi Bey’e, devlet bir at, bir seyis ve çayır satın
alarak köylerle olan ilişkileri
yoğunlaştırılmıştı. Atla yapılan görevinden okuldaki yerleşik Milli Eğitim
Memurluğu hizmetine 1945 te atandı. Oğlu
Memduh 1946 da, kızlarından Merih 1947 ve Meriç'te 1950 yılında doğdu. O
tarihlerde Meriç Kazası'nda sular kuyulardan ve kasabanın yakınından geçen
dereden sağlanıyordu. Tabiki elektrikte yoktu. Hüseyin Ağa isimli bir meriç'li
ile tanışan Hamdi bey ona iki tekerlekli
bir araba, bir eşek ve musluklu büyük bir bidon temin etti. Hüseyin Ağa
ücretini almadığı ilk su bidonunu okula götürür, diğerlerini de halka satarak,
sakalık mesleğinden evinin geçimini sağlardı.
Eşi Ayşe Hanım,
1953 yılında Edirne'ye tayin oldu. Bostanpazarında oturan Kayışbudak ailesinin
oğlu Memduh ve Merih İnönü İlkokulu yıkıldığı için Yusufhoca İlkokulu'na
gidiyorlardı. Ayşe Hoca hanım o tarihlerde Havsa İlkokulu'nda görevli olup,
hergün Bedesten önünden kalkan otobüslerle arkadaşı Türkan Seçkin'le birlikte 5
öğretmen hep birlikte gidip geliyorlardı.
Hamdi
Kayışbudak, 1954 yılında Edirne İnönü İlkokulu Başöğretmenliği ve Milli Eğitim
Memurluğu (Bugünkü anlamda Edirne Merkez'de Öğretmenlerin özlük ve ücretlerine
bakan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevi) hizmetine başladı. Uzun yıllar bu
görevini yürüterek Edirne'deki, Milli Eğitime ait “Desimal Dosya Sistemi”ni
kurdu. Kayışbudak ailesinin bölünmüşlüğü bu tarihte sona ererek birarada olmayı
başarabildiler.
Hamdi Bey,
Soyadı Kanunu ile ilgili olarak babası Saraç Hüsnü Bey, Nüfus Müdürlüğü'ne
müğracaat ederek önceden belirledikleri bir kaç ismi (Saraç, Mete, Özsaraç
v.b.) söylediklerinde olmaz, o isimler soyadı olarak alındı demişler. Babanın
mesleği ağır bastığından, soyadı olarak “Kayışbudak” üzerinde karar kılınmış.
Edirne Milli
Eğitim cephesinde pek çok öğretmenin Hamdi Bey'le ilgili yüzlerce anıları
vardır. O en iyi ve hayırlı işleri Desimal Dosya Sistemi içinde kurduğu
düzenleme ile yapmıştı. İnönü İlkokulu Başöğretmeni ve Milli Eğitim Memurluğu
görevinden 1971 yılında emekli oldu.
Hamdi Bey, uzun
boylu heybetli bir görünüşe, tok ve etkili bir sese sahipti. Kırkpınar baş
pehlivanlarından Adalı Halil evinden işe giderken (Eski İstanbul Caddesi
üzerinde bulunan Reji-Tütün Yaprak İdaresi'nde çalışıyordu), onu her gördüğünde
“benim pehlivan oğlum” diyerek sever ve onurlandırırmış. Osmanlıca ve Arapça'ya
kısmende olsa hakimdi.
Eski el yazması
eserleri çok rahat okuyabilen ve onu bugünkü dile çevirebilen son yılların
sayılı insanları arasındaydı. Edirne Selimiye Kütüphanesi koleksiyonunun ve
özellikle Ahmet Badi Efendi'nin “Riyaz-ı Belde-i Edirne” isimli eserini
araştırmacılara yardımcı olsun diye defalarca okuyup açıklamıştı. Kütüphanede
mecbur kalıp eski eserleri okutmamız gerektiğinde ilk aklımıza gelen
ağabeyimizdi. Ayşe Kadın İl Halk Kütüphanesi'nin devamlı ve saygın okuyucuları
arasında onu yadetmek biz kütüphanecilerin görevidir. Edirne kültürüne ve Milli
Eğitimi ile tarihine ait bir çok yazı ve çeviri ile büyük hizmetlerde
bulunmuştur. Edirne'li araştırmacıların ilk müracaat noktasıydı. Yardım sever
ve güler yüzü ile herkesin sevgisini kazanmıştı. Türk Kütüphaneciler Derneği
Edirne Şubesi üyesi ve denetim kurullarında görev yapmıştı.
Sn. Hamdi Kayışbudak, 04.09.1998 günü kalp krizinden Eski İstanbul Yolu üzerindeki evinde vefat etti. Eşi Ayşe Hanım ve kızı rahmetli Meriç'le birlikte Milli Eğitime yıllarını verdiler. Oğlu Memduh Kayışbudak, Türk Hava Kuvvetleri'nde Kurmay Albay'lığa kadar yükselmiştir.
Mekanı cennet olsun.
Mehmet Ağırgan