İlhan Koman
İlhan
Koman, 17 Haziran 1921'de Edirne'de doğdu. Babası
doktorluk ve çiftçilikle uğraşan Fuat Bey, annesi Sevinç Leman Hanım'dır.
Baba tarafı
Mohaç Savaşından sonra Konya’dan Balkanlar'a yerleştirilmiş Türk
köylülerindendir. Aile 1880'lerde Yugoslavya'dan Edirne'ye göç
etmiştir. Anne tarafından dedesi. II. Abdülhamid devri
devrimcilerinden ve Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin
kurucularından Mehmet Şeref Aykut’tur.[1]
Çocukluğu
Edirne'nin Kaleiçi semtinde geçmiştir. Edirne Lisesi'ni bitirdikten
sonra, 1941'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne
girdi. Hocalarının tavsiyesi üzerine bir yıl sonra heykel bölümüne
geçti, Rudolf Belling'in öğrencisi olarak 1945'te bu okulu bitirdi.
1951-1958 arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde görev yaptıktan sonra 1959'da İsveç'e yerleşen ve Hulda isimli teknesinde yaşayan sanatçı, bilim ve sanatı bir araya getiren eserleriyle sanat dünyasında kendisine özgü bir konum edindi; bu özelliğinden ötürü Türk Da Vinci'si olarak anılmıştır.
1967'de Stockholm Uygulamalı Sanatlar Yüksek
Okulu'na öğretim üyesi olarak kabul edildi. Bu dönemde yeni geometrik türevler
ve yel değirmenleri gibi bilimsel buluşları tescillendi. 1969'da
İsveç'te Sundsvall'da bir alan düzenlemesi için açılan yarışmada
birincilik oldu. 1970 yılında Örebro Belediye Sarayı önüne konulacak heykel
yarışmasında Çetin Kanro’yla birlikte hazırladıkları “Leonardo’ya Selam”, anıtı
ile birincilik kazanmış ve bu anıt daha sonra İsveç Hükümetince Stockholm
Yüksek Mimarlık Okulu önüne konulmuştur.[2] Sanatçı,
1981 yılında da “Sedat Simavi Görsel Sanatlar” ödülünde birincilik almıştır.
İlhan Koman
nasıl heykeltraş olduğunu şöyle anlatmıştır; “Aslında kafamda gemi inşa
mühendisi olmak vardı. Nedense çocukluğumda, okula başlamadan önce, oturur gemi
modelleri yapardım. Senin anlayacağın modelcilikle başladım. Herkes bilye ile
oynarken, ben kâğıtlarla, cıvatalarla uğraşır dururdum. Biliyorsun, çamur,
heykeltraşların birinci araçlarından bir tanesidir. Güzel Sanatlar
Akademisi’nin resim bölümüne girmiştim. Modelaj dersinde antik heykelleri
başarı bir şekilde kopya etmem, hocalarım Hadi Bara ve Züftü Müridoğlu’nun
dikkatini çekmiş. –Yahu, senin elin bu işlere pek yatkına benziyor sen vazgeç
ressamlıktan, heykeltraş ol- dediler, bizde “peki” dedik..”[3] demiştir.
Yapı Kredi Kültür Sanat (YKSS) binasının önünde bulunan Akdeniz Heykeli 4 tonluk, 12 mm kalınlığında 112 metal levhanın yan yana getirilmesiyle oluşturulmuştur. Sanatçı bu heykeli ile ilgili şunları söylemiştir;
“Bu, bir nevi sinetik olay.
Güzün yansımasından yararlanma söz konusu. Populist bir iş yaparken dahi, gene
de sanatkâr olarak hakiki bir iş yaparken hakiki bir iş yapmaktan vazgeçilmez.
Ben, o heykel de böyle bir sinetik yanılgıdan istifade ederek, dalgalardan
teşekkür eden, dalgaların meydana getirmeye çalıştığı bir ihatayi, mabudeyi[4] sembol
olarak aldım. Ama o aslında biraz sertçe bir heykeldir. Yüzüne bakıldığında, o
biraz sert bakar. Benim için neler düşünüyorsanız gibilerde. Yani, Akdeniz’in
kirlenmesi, mahvolması varya! Hem vakarı ile duran, hem de aynı zamanda
korkutan bir kadıncağız. İşte orada hareket olayı, karşıdan bakıldığı zaman
görülmez. Fakat biraz sağa sola yürümeye başlandığı zaman insan o sinetik
yanılma ile hakikaten bir nevi titreşimi hisseder.”[5]
Koman,
İsveç'in başkenti Stockholm'de 30 Aralık 1986 günü 65
yaşında hayatını kaybetmiştir. Vasiyeti üzerine cesedi yakılarak külleri
yaşamının büyük bir bölümünü üzerinde geçirdiği Baltık Denizine atılmıştır.
Çoğunluğu
Stockholm'da olmak üzere 20 şehrin sokak ve meydanlarında Koman’ın heykelleri
bulunmaktadır. Ankara’da Anıtkabir’in doğu kanadındaki kabartmaları,
İstanbul’da Divan Oteli önündeki heykeli ve yukarıda açıkladığımız Akdeniz
Heykeli’ni yaparak Türkiye’de de eserler bırakmıştır.
Trakya
Üniversitesi Rektörlüğünce 1-26 Eylül 2003 tarihleri arasında “1. Uluslararası
İlhan Koman Heykel, 15 Nisan - 15 Mayıs 2008 tarihleri arasında da 2.
İlhan Koman Mermer Heykel Sempozyumu düzenlenmiştir.
Bu bağlamda Trakya
Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesinde “Trakya Üniversitesi İlhanKoman Heykel ve Resim Müzesi” yer almaktadır.
Hemşehrimiz ünlü heykeltraş İlhan Koman’ın 20 yıl yaşadığı ve atölye olarak kullandığı 116 yaşındaki gemisi 16 Kasım 2011’de Haliç Tersanesi’ne getirilerek koruma altına alınmıştır.
Geçmiş yıllarda Edirne Belediye Başkanlığınca Eski Camii ile Antik Cafe arasındaki alanda yapılan düzenlemeyle “İlhan Koman Anıtı” yapılmıştı. Ancak bugün bu alan yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi Edirne adına utanç verici durumdadır. Dünya’da "Türk Da Vinci" olarak anılan hemşerimize sahip çıkmanın hepimizin görevidir. Bu anıtın bu mekandan kaldırılması ve kentin başka bir alanında İlhan Koman’ın sanatsal değerini anlatan bir anıtın yapılmasının daha uygun olduğunu düşünmekteyim.
Kentin değerlerine sahip çıkamayan bir kentin, kültür turizminden bahsetmesi imkansızdır. Kültür ve sanat kenti olmak o kentin bağrından çıkmış değerlerine sahip çıkmakla başlar. Biz böylesi Dünya markası olmuş bir heykeltraşımızı dahi kentin kültür turizmine dönüştüremiyoruz.
İlhan Koman’ın ailesi ile birlikte kaldığı ev Edirne’nin Kaleiçi Semtinde olup bugün T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün hizmet binası olarak kullanılmaktadır. Binanın “İlhan Koman Müzesi” olarak düzenlenmesi en büyük dileğimiz ve beklentimizdir.
Kaynakçalar