Jandarma Şehitliği Anıtı
Jandarma Şehitliği Anıtı, Edirne'nin Karaağaç Semtinde Lozan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Dr. Rifat Osman Bey, henüz yayımlanmamış olup, aslı
Türk Tarih Kurumu arşivinde bulunan "Edirne
Tarihi" adlı Osmanlıca el yazması eserinde Jandarma Şehitliği Anıtı hakkında şu bilgileri vermektedir.
"1913 senesi Martının 24. Pazartesi günü
sabahı, on gün süren derin bir sessizlikten sonra şiddetli ve devamlı top ve
silah sesleriyle uyanan Edirneliler, altı aylık kuşatılmanın, hiçbirine
benzemeyen bir gününü yaşamaya başladıklarını hissetmişlerdi.
Çünkü kalenin etrafındaki bölgenin top patlamayan
bir yeri kalmadığı gibi, tüfek, makineli tüfek sesleri de kesilmeye devam
ediyor ve şehrin kapılarından da yaralı, yarasız, açlıktan, uykusuzluktan
halsiz kalmış erlerin kalabalık bir halde geldikleri görülüyordu.
Bu, şimdiye kadar görülmüş bir manzara ve olmuş bir
hadise değildi.
Kuşatma hattına çok uzak ve merkezi bir yerde
bulunduğum halde, barut kokuları solunmaya başladı. Şosenin ortasındaki
Jandarma karakolunda bulunan ve sayısı ona ulaşmayan (araştırmama göre 9 er)
jandarma nöbetçiler, cepheden dönen erleri kaçak sanarak çevirmeye uğraşmışlar
ve az sonra subayların da birlikte olduklarını görünce 'acı sonun geldiğini
anlamışlardı.
Bir doktor arkadaşımız, dağılan birliğinden ağırca
yaralı ve pek sevdiği bir subayla hastaneye gitmek üzere karakolun önünden
geçerken, yaralıya su almak için durmuş ve kalenin düştüğünü ve Genel
Karargâhta, Hıdırlık Tepesindeki telsiz telgraf direğine beyaz teslim
bayrağının çekildiğini ve Bulgarların Karaağaç’a gelmekte olduklarını ve
burada durmanın tehlikeli olacağını söylemesi üzerine, Jandarma takımının
onbaşısı, "Bize bu sözü subayımız söylemeli. Buraya Onun emriyle geldik.
Gerekiyorsa Onun emriyle ayrılırız" diyerek, savaş tarihimizde yazılmaya
değer bir cevap vermiştir.
Bu kahramanlar, şoseden şehre doğru ilerlemek
isteyen Bulgar erlerine ateş açarak önemli bir kısmını alıkoymuşlar ve çokluk
karşısında, malzemeleri de kalmadığından şehit oluncaya kadar yerlerinden
ayrılmamışlardır.
İşte Vali Hacı Adil Bey, bu heyecanlı kahramanlık
hikâyesini öğrenmiş ve Jandarmaların şehit oldukları yere, eski kalelerin
mazgallı burcuna benzeyen bir anıt yaptırmıştır. Bu tarihte Edirne’de bulunan
"Depre" adında bir Fransız mühendisi bu anıtın resmini ve projesini
hazırlamıştır.
Sırası gelmişken şunu da söyleyeyim: Yapılmasına başlanmadan önce bu anıtın resmini gördüm. Üzerinde, acı sulu bir kuyudan başka yolcuların suyunu içebilecekleri bir çeşme bulunmadığından, şu uzun ve işlek caddede zarif bir çeşme yapılmasını ve anlattığımız hikâyenin tarihçesiyle aziz şehitlerin adlarını ve on başının kahramanlık ve üstlerine ve vatanına bağlılık saçan cevabının yazılmasını teklif ettim ve doğuda şehitlerin ruhlarını kutsamak için (su akıtmak) usulünün göz ardı edilmemesi gereken bir âdet olduğunu hatırlattım. Aslında, bu gibi hallerde oylarından faydalanılacak arkadaşlar ile danışılmadan hareket etmeyi haklı bulmayanlardan olduğum için, onların da onaylayıcı fikirlerini almış idim. Bu kahramanlık olayını bilmeden, görenlerin duygularında hiçbir etki yapmayacak olan bu dilsiz, suskun anıtta, tepesindeki dört siyah top güllesinden başka, o kahramanlık olayını simgeleyen başka bir sembol yoktur."
Bugün Şehitlik Anıtı meydanında Balkan Savaşında (28.03.1913) Erkek Sanat Okulu Müdürü ünlü ressam Hasan Rıza'nın nişan taşı ve Edirne Valisi Emin Akıncı'nın mezarı ile birlikte Sırp Sındığı Nahiye Müdürü İsmail Alpagut, Sırp Sındığı Nahiyesi Ahı Köyü Azası Osman Kanal, Ahı Köyü Muhtarı Osman Karakuş, Yüzbaşı Mehmet Tekin, Çavuş Hamdi Karakaya, Em. Müfettişliği Memuru A. Necip kaskatı, 22.03.1913 günü şehit olan Binbaşı Hafız Rıfat Bicioğlu ve Fuat Dağdeviren, 26.03.1913 günü şehit olan Yüzbaşı Samsunlu İrfan, 3 Ağustos 1920'de şehit olan Edirneli üst teğmen Reşat Koruyucu, şehit jandarma Eri Mehmet Barçın, Er Şevki Şeker'in mezarları da bulunmaktadır. Mekanları cennet olsun. Işıklar içinde uyusunlar...
Günümüzde, adı geçen anıt ve şehitlik alanı bakımlı bir durumda olup, koruma duvarının ana yola bakan yüzündeki demir parmaklıkları üzerine, Edirne Valilerinden Sayın Mehmet Canseven tarafından bronz bir plaka üzerine, anıt hakkında yazdırılmış olan bir açıklama astırılmış bulunmaktadır. (Bilar, 2020, s.266-267)