Ord. Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver (1898-1986)
17 Şubat 1898 tarihinde İstanbul Haseki’de dünyaya
geldi. İlk ve orta öğreniminden sonra 1915’te girdiği Mekteb-i Tıbbiye’yi
1920’de bitirdi. Hekimlik ihtisasına 1921-1923 yılları arasında Yenibahçe de
Gureba Hastanesi’nde cildiye kliniğinde başladı. 1916-1923 yıllarında dönemin
ünlü hattatları ile tezhip ve ebru ustalarını tanıdı. 1927’de hocası Âkil
Muhtar’ın desteğiyle Fransa’ya gitti. 1929’da Türkiye’ye döndü. Bu arada üç
aylığına Avusturya’ya gitti. Viyana kütüphanelerindeki yazma eserleri inceledi,
müzelerdeki Türk eserlerini tesbit etti. 1930’da İstanbul Dârülfünunu Tıp
Fakültesi’nde akademik hayata geçti; Emrâz-ı Dâhiliyye Kürsüsü’nde tedavi ve
farmakodinami müderris muavini oldu. 1933’te gerçekleşen üniversite reformu
esnasında Tıp Tarihi Enstitüsü’nü kurdu.
1939’da profesörlüğe, 1954’te ordinaryüslüğe
yükseltildi. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne
geçti. Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsünü kurdu. 1973’te emekliye ayrıldı. 14
Şubat 1986’da İstanbul’da vefat etti. (Sayar, 2012, s.351). T.C. Cumhurbaşkanlığı 2016 Yılı Kültür ve Sanat Büyük
Ödül’üne layık görülmüştür.
Ord.Prof.Dr.A.Süheyl
Ünver’in Edirne ile olan ilişkisi aslında 1923 yılında Dr. Rıfat Osman Bey ile
tanışmaları ile başlamıştır. Dr. Rıfat Osman Bey ile Süheyl Ünver ilk defa
ressam Ali Rıza Bey’in yanında tanışmışlardır. Dr.Rıfat Osman Bey, 1926 yılında
Süheyl Ünver’i Edirne’ye davet eder. Bu davet sonucunda Süheyl Ünver, “Edirne
çok uzun derin bir tetebbu mevzuudur” fikriyle İstanbul’a dönmüştür.
“Ey beni bu hale sokan,
artık beni bundan sonra Edirnemiz için yaşatan aziz Dr.Rıfat Osman! Ruhin şâd
olsun. Hak senden razı olsun. Edirne’yi, sarayını, ev ve konaklarını sen
resimlerinle bugünümüze aktardın.” demekten kendini alamayacaktır.
Türk tıp tarihçisi,
hekim, ressam ve tezhipçi, Edirne Sevdalısı Süheyl Ünver’ Edirne ile ilgili
özlemini Amerika’ya gittiği günlerde yazdığı bir mektupta; “Tahassürüm yalnız
insanlara değil, onların yaşadığı yerlere de, Mesela şu Edirne’ye ne kadar
müteessirim…) (22 Temmuz 1959) diyerek Edirne’ye olan özlemini belirtmiştir.
Edirne için “Her Şey Biter, Edirne Bitmez” ve “Ben artık Edirne için Yaşıyorum.”
sözleri kendisinin Edirne’ye verdiği önemi belirtmektedir.
Ünver
çalışmalarıyla ülkemizin yükseköğretim hayatına, gençlerimizde, Türk kültür ve
sanat hayatına önemli izler bırakmıştır. Yaşamı boyunca yaptığı çalışmalarında Atatürk’ün,
“Elinize değerli bir vesika geçecek olursa, genellikle onu hemen işleyerek dikkat
çekecek surette yayınlama yolunda olmasınız.” sözünün etkisinde kalmıştır.
Onu
da şöyle açıklamaktadır;
“…
İşte bu sözü biz, çeşitli ve kültürümüzün hemen her alanını ilgilendiren süjelerde
kültürümüz ve müsbet ilimler konusunda bir emir, yani direktif mahiyetinde düşünerek,
çalışmaları bu yoldan yürütmek icab ettiği kanaatimizi hayatımız boyunca muhafaza
ettik. (Sayar, 1994, s.595)
Araştırmacı yazar Ender Bilar tarafından Ünver’in yaşamı boyunca yayımlamış olduğu makale, gazete köşe yazısı ve kitapları “Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’in Kaleminden Edirne” adıyla hiyeryayın tarafından yayımlanmıştır.
Süheyl Ünver’in yaşam öyküsü ile ilgili Trakya Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığınca hazırlanan online sergiyi aşağıdaki linkden izleyebilirsiniz.
https://dosyalar.trakya.edu.tr/kutuphane/docs/asunver/index.html#features
TRT 2 de Portre programında yayımlanan hayat hikayesini izleyebilirsiziz.
https://youtu.be/MlBSJryMN4k?si=A9B693cU0wPo_18A
Ender Bilar- www.enderbilar.com