Kırkpınar Yağlı Güreşleri Tarihi
UNESCO’nun
Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’nde yer alan ve “Bitmeyen Güreşin Devam
Eden Efsanesi Kırkpınar”ın doğuşu, çeşitli efsanelere dayandırılmaktadır. Bu
efsaneler içinde en bilineni şöyledir: “1357 yılında Orhan Gazi’nin Rumeli’yi
fethetmek için düzenlediği seferler esnasında oğlu Süleyman Paşa, Edirne’yi
geçici ele geçirdikten sonra Edirne civarında keşif akınına çıkar. Öncü
askerler geri dönerken bugün Yunanistan’ın topraklarında kalan Samona’da mola
verir. Dinlenme esnasında aşka gelen kırk yiğit, burada güreşe tutuşur.
Saatlerce süren güreşler neticesinde adları Ali ile Selim olan kardeşler
yenişemez. Daha sonra Ahiköy yakınında bu kardeşler yeniden güreşe tutuşur.
Ancak yine yenişemez ve solukları kesilerek oldukları yerde can verirler. 1361 yılında
Edirne’yi feth eden Murad Bey, verdiği emir ile aynı yılın yazında kırk yiğit
akıncı anısına bir güreş düzenler. Bu düzenlenen güreş, “Kırkpınar Güreşleri”
adıyla tarihe geçer. Bundan sonra her yıl “Hıdırellez Günü”, “Kırkpınar
Güreşleri” yapılması gelenek haline gelmiştir. Değerli bilimci, araştırmacı
Prof.Dr.M. Atıf Kahraman’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları altında 1989
yılında yayımladığı “Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi” adlı kitabında bu konu ile
ilgili görüşünü şöyle açıklamaktadır:
“Kanıtlayıcı
bir belgeyi kaynak almayan bu çeşit yazılar ve halk arasında konuşulan
söylentiler, yüzyıllardan beri yapılagelmekte olan Kırkpınar Güreşleri’nin
gerçek tarihini yansıtmadığı gibi, onun değerini de küçültür. Bu bağlamda,
Türklerin yaşantısında “Kırk Yiğit”, Kırk İnce Kız” ve “Kırklar” önemli yer
alır. Türk hakanlarının yanında onun emirlerini uygulamak için “Kırk Yiğit” ve
eşi hatunun yanında da hizmetlerini görmek için “Kırk İnce Kız” bulunurdu. Dini
bakımdan da (40) sayısı Müslüman Türklerce kutsaldır. Türklerin yaşadığı bazı
şehirlerde “Kırklar” denilen evliyanın yatırı vardır. O yöre halkı, belirli
günlerde bu yatırlara giderek, Tanrı’ya dua eder ve dileklerde bulunur. Daha
sonra milli geleneklere göre yemekler yenilip oyunlar oynanır. Su kaynaklarının
çok olduğu yerler de kutsal bilinip, bunlar “Kırk-göz” veya “Kırk-pınar” diye
adlandırılır. Böyle inanç ve gelenekler, Hıristiyanlarda da vardır. Hatta
Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından kutsal bilinip birlikte ziyaret edilen
pek çok su kaynakları (Ayazma) bile vardır. Kırkpınar’ın, Kırklar Dağı’nın,
Kırk Evliyaların ve Kırk Azizlerin Mart ayının 22’inci günü ziyaret edilerek
kutlanması, Hıristiyanlardan mı Türklere geçmiştir, yoksa Türklerden mi
Hıristiyanlar almıştır? Bu konuda gerçeğin hangisi olduğunu söylemek şüphesiz
ki mümkün değildir. Çünkü bunun gibi daha pek çok gelenek ve görenekler
Rumeli’de ve Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkler ile Hıristiyanlar tarafından
beraberce uygulana” geldiğini belirtmektedir.
Bu bağlamda
Panayırların da, Olimpiyat Oyunları’nın (M:393) yılından sonra Roma İmparatoru
Theodosius’un emriyle yapılamaması üzerine Yunan ve Rumların eğlence ve spor
gösterileri olarak yaşamlarına girdiği bilinmektedir. Türk Güreşi de onuncu
yüzyılın başından itibaren Tuna kıyılarında görünen Peçenek Türklerinin
Rumeli’ye yerleşmesinden sonra Panayırlarda yapılmaya başlamıştır. Peçenek
Türkleri ile başlayan bu uygulama, Türkmenlerin batıya gelişleri Oğuz töresinin
de etkisiyle Yunan-Rum panayırlarından ayrı bir değişimle Tarihi Kırkpınar
Panayırı’nın güreşleri ortaya çıkmıştır.
Yine Atıf
Kahraman’ın verdiği bilgiyle; Osmanlılardan yüz sene evvel Edirne’yi
Bulgarlardan alan ve 40 seneye yakın Edirne’de kalmış olan Sarı Saltuk’un
Edirne’ye (17) km. uzaklıkta bulunan Kırkpınar Panayırında ilk defa Türk
Güreşini yaptıran Türk olduğunu belirtmektedir. Kahraman Hoca bu teziyle de,
Sarı Saltuk’un (H.662-M.1264) yılında Rumeli’ye geçtiğini belirterek Türklerin
ilk defa (1265) yılında bu panayırda güreştiklerini kabul etmektedir.
Kırkpınar
Yağlı Güreşleri Panayırı, bazı dönemler savaş ve diğer nedenlerden dolayı
yapılamamıştır;
1-1877-1878
Türk-Rus Savaşı nedeniyle 1878, 1879, 1880 ve 1881 yıllarında Kırkpınar
Panayırı ve güreşleri yapılamamıştır.
2-1912-1913
Balkan Savaşı’nda, Edirne 26 Mart 1913’ten 10 Temmuz 1913’e kadar da Bulgar
işgali nedeniyle 1913 yılı güreşleri de yapılamamıştır. Barış antlaşmasında
Kırkpınar’ın yeri Türk sınırları dışında kalınca, 1914 yılı güreşleri Kapıkule
yakınındaki Viran Tekke denilen yerde yapılmıştır.
3-Birinci Dünya
Savaşı 1914-1918 nedeniyle dört sene yine yapılamadığı gibi, savaştan sonra
Trakya Yunan işgalinde kaldığı için (1919, 1920, 1921 ve 1922) yıllarında da
Kırkpınar Güreşleri yapılamamıştır.
4-Türk
ordusu, 25 Kasım 1922 tarihinde Edirne’yi düşmanlardan kurtardıktan sonra 1923
panayırı yine yapılamamıştır. Ancak Cumhuriyet Dönemi’nde ilk Kırkpınar
Güreşleri diyebileceğimiz Panayırsız güreşler, Edirne’de Milli Eğitim Müdürü ve
Türk Ocağı Başkanı bulunan İsmail Habib Bey’in (Sevük) öncülüğü ile (30 Mayıs 1924)
Cuma Günü Sarayiçi’nde yapılmıştır.
5-Edirne Belediye Başkanlığı organizasyonuyla 29
Haziran-5 Temmuz 2020 yılında gerçekleştirilecek olan 659. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali tarihi koronavirüs
salgını nedeniyle yapılamamıştır.
Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri, yukarıda
belirtilen tarihlerde yapılamamıştır. Bu bağlamda, savaşlar sonrasında oluşan
yeni sınırlar sonucunda Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı güreş alanı da bugünkü
Yunanistan topraklarında kalmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nı kazanan Türk ordusunun 25 Kasım 1922 günü Edirne’yi
Yunanlılardan kurtarmasından sonra, gerek savaş sonrası ülkede yaşayan
insanlara moral ve eğlence kaynağı yaratmak gerekse yerel ekonomiyi ayağa
kaldırmak, tekrar ata yadigârı olan güreş sporunu canlandırmak gibi amaçlarla
1923 yılı ve sonrasında yeni girişimler yapılmaya başlanmıştır.
Kırkpınar güreşlerinin tekrar başlatılması için altı
arkadaş önayak olmuştur. Şevket Ödül, Ekrem Demiray, Tevfik Sülün, Nazım,
Mehmet ve Şazi adlarındaki bu kişiler, Edirnelilerin mesire yerlerinden olan
Sarayiçi’nde 18 Mayıs 1924 tarihinde yeniden Kırkpınar güreşlerini
başlatmışlardır. Bu güreşlerden önce de 1923 yılında yine Sarayiçi’nde
Türk Ocağı tarafından bir eğlence düzenlenmiş, bu eğlence esnasında da meşhur
pehlivanlarımızdan Adalı Halil’in yönetiminde güreş müsabakaları
gerçekleştirilmiştir.
1925 yılında “Kırkpınar Güreşleri” adını da alarak günümüze kadar gelen
Kırkpınar, eski yıllarda Ramazan ayı hariç mutlaka Hıdrellez etkinlikleri
çerçevesinde 3-5 Mayıs, 1956 yılından sonra da Haziran ayı içinde düzenlenmeye
başlamıştır. 2014 yılında Sarayiçi’nin aşırı yağmurlardan dolayı su altında
kalması nedeniyle sonraki yıllarda Temmuz ayları düzenlenmeye başlamıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında “Kırkpınar Panayırı” olarak adlandırılan etkinlikler
daha sonraki yıllarda “Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri” adıyla devam
ettirilmiştir. 1966 yılından itibaren ise “Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve
Kültür ve Sanat Etkinlikleri” adıyla kutlanmıştır.
Cumhuriyet
döneminin ilk yıllarında Çocuk Esirgeme Kurumu yararına düzenlenen Kırkpınar
Yağlı Güreşleri ilgi görmektedir. 1932 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Merkezi tarafından Ankara, İstanbul ve İzmir’de de güreşlerin
düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Hatta Ankara’da düzenlenecek olan yağlı güreşlerin
neticesinde birinci olacak Başpehlivan’ın “Türkiye Başpehlivanı” olarak
ilan edileceği de bildirilmiştir. Daha sonraki yıllarda özellikle 1938 yılından
itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği ve Halkevi’nin öncülüğünde
Kırkpınar Güreşleri’nin yine Çocuk Esirgeme Kurumu yararına düzenlendiğini
görmekteyiz. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından her yıl güreşçilere çeşitli
ödüller verilmek üzere parti temsilcileri Edirne’ye gönderilmiş ve boylarında
dereceye giren pehlivanlara ödülleri verilmiştir. Bu organizasyon biçimi 1950
yılına kadar böyle devam etmiştir. 1950 yılında yapılan seçimlerden sonra
Sarayiçi alanının da Edirne Belediyesine geçmesi ile organizasyonlar, Edirne
Belediyesi tarafından gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Dünyanın en eski geleneksel spor faaliyetlerinden biri
olan “Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri”, 2008 yılında “Avrupalı
Seçkin Destinasyonlar Ödülü”nü kazanırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve
Edirne Belediyesince yürütülen çalışmalar neticesinde 16 Kasım 2010
tarihinde “Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali” adı ile “UNESCO’nun
İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi”ne dâhil
edilmiştir.
Edirne Belediye Başkanı Kültür ve Sanat Danışmanı
Ender Bilar tarafından gerçekleştirilen "Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali
Sayısallaştırma Projesi" kapsamında Kırkpınar Yağlı Güreşleri ile
ilgili yazılı, sözlü, görsel ve elektronik belgeler sayısallaştırılarak bir
veri tabanında toplanmıştır. Mayıs 2014 tarihinde kurulan “T.C.
Edirne Belediye Başkanlığı Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali Bilgi ve
Dokümantasyon Merkezi” çatısı altında yürütülmesi sağlanmıştır. Yapılan
çalışmalar neticesinde yüzyıllardır süregelen tarihi spor geleneği “Kırkpınar
Yağlı Güreş Festivali” ile ilgili geçmişten günümüze gelen tüm arşiv belgeleri
Edirne Belediyesi’nin WEB sunucusu (www.edirnekirkpinar.com) üzerinden tüm
dünya ile buluşmuştur.
Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu, Kırkpınar’da
format değişikliğine giderek 7 etaptan oluşan lig usulünü 2023 yılında
başlatmıştı. 2024 yılı 663. Kırkpınar Yağlı Güreşleri bu format çerçevesinde
gerçekleştirilecektir. 2023 yılı güreş liginde ilk 32’e giren başpehlivanlar er
meydanında direkt güreşmeye hak kazanmakta olup diğer 8 pehlivanda ön elemeye
katılacak başpehlivanların yapacakları güreşler sonucunda ilk 8’e giren
başpehlivanlar katılacaktır. Böylelikle Kırkpınar er meydanında 40 başpehlivan
kol bağlayacaktır.
Her yıl
Edirne Belediye Başkanlığı’nın organizasyonu ile “Kırkpınar Yağlı Güreş
Festivali” adıyla bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle gerçekleştirilmektedir.
Ender Bilar- www.enderbilar.com
Kaynaklar:
1- Kahraman Atif (1989) Cumhuriyete kadar Türk güreşi.-İstanbul: Kültür ve
Turizm Bakanlığı Yayınları, sf.155-164
2- Gümüş Ali (1990) Kırkpınar Güreşleri.-Ankara: T.C.Başbakanlık Gençlik
ve Spor Genel Müdürlüğü yayınları, s.19
3- Bilar, Ender (2016)
Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali Almanağı cilt:1-3 (1361-2016