Üç Şerefeli Camii ve Külliyesi
Üç Şerefeli Cami ve Külliyesi, Edirne'nin Babademirtaş Mahallesi, Hükümet Caddesi No: 2 adresindedir.
Külliye, Üç Şerefeli Camii, saatli
medrese, mektep, sebil, çeşme ve hazîreden meydana gelmektedir. Osmanlı cami mimarisinde çok kubbeli ulu camiler plânından
ayrılarak, tüm mekânı kaplayan merkezi kubbeye geçişin ilk örneği olması
bakımından Türk-İslâm mimarisinde çok önemli bir yere sahiptir.
Yapımı
on sene süren caminin adı açılışında Yeni Muradiye, sonra Yeni Camii, daha
sonra da günümüze kadar Üç Şerefeli Camii adıyla adlandırılmıştır.[1] Halk arasında burmalı
camii olarak da anılmaktadır.
Üç Şerefeli
Camii, H:841-M:1438, H:851-M:1447 yılları arasında II. Murad
tarafından yaptırılmıştır. Caminin mimarı hakkında kaynaklarda değişik isimler
olmasına rağmen Mimar Muslihuddin ve Şehâbeddin Usta’nın yaptığı kabul
edilmektedir. XV. yüzyılın ikinci yarısında Peykler Medresesi külliyeye
eklenmiştir. 1762 depreminde hasar gören cami 1763-64 yılında III. Mustafa tarafından onartılmıştır. Bu onarıma ilişkin kitâbe son cemaat
yeri revakında, taç kapı eksenindeki kemerin aynalarında iki beyzî madalyon
içinde yer almaktadır.[2]
Üç
Şerefeli Cami, batıdan doğuya doğru yükselen eğimli bir arazi üzerinde
yerleşmiştir. Avlunun köşelerinde dört minare ve caminin güneyinde hazire yer
alır. Yapı zaman içinde çeşitli onarımlar geçirmiş ancak bütünlüğü bozulmadan
günümüze ulaşmıştır. Bununla birlikte caminin 1763 onarım keşif listesinde
konusu geçen ancak günümüze ulaşmayan hünkâr mahfili abdesthanesi, helaları, su
haznesi, su terazisi ve çeşmesinin yeri tespit edilememiştir.[3]
Edirne
Üç Şerefeli Camii, 24.10 m. çapındaki dördü duvara bağlı, ikisi bağımsız altı
payenin taşıdığı büyük maksure kubbesi ile yanlarda çapı 10.80 m.’yi bulan
ikişer kubbeyle örtülü dikdörtgen plana sahip harim kısmı ve dikdörtgen
şadırvanlı, revaklı avlusu ile klasik öncesi dönemin en önemli yapılarından
biridir. [4]
Cami’nin bu geometrik tasarımı Mimar Sinan’ın birçok altıgen çardaklı yapısı için ilk örnek oluşturmuştur. Bu plânı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır.. [5] Aynı
zamanda Osmanlı mimarisinde ilk kez revaklı avlu kullanılan camidir.
Caminin köşelerinde yer alan minarelerin dördü de farklı
zamanlarda yapılmıştır. Bunlardan birincisi camiye adını veren üç şerefeli (zigzaglı)
olanıdır. Cami ile birlikte yapılmış olan bu minareye üç ayrı yoldan
çıkılmaktadır. Birinci yol, bir ve üçüncü şerefeye, ikinci yol, iki ve üçüncü
şerefeye, üçüncü yol ise sadece üçüncü şerefeye çıkmaktadır. Baklava desenli
minare ise Peykler Medresesi'nin yapımı sırasında Fatih Sultan Mehmed döneminde
yapılmıştır. I. Ahmet döneminde yivli minare yapılırken, burmalı minare ise 3.
Mustafa zamanında eklenmiştir.[6]
Üç Şerefeli Camii, cümle kapısı ile anılmaktadır. Cümle
kapısı; şadırvan bahçesinden camiye girişteki orta kapıdır. Revaklı avluya
bakan bu taç kapıda mermer işlemeler öne çıkar. Cümle kapısı ile birlikte cami
de dört kapı bulunmaktadır.
Cami’nin kıble yönündeki mezarlıkta; dönemin (1666-1875) ileri gelenlerinden vali, müderris, müftü vd. zatlarının kabirleri bulunmaktadır.
Mezarlıkta 195 mezar taşı yer almaktadır. Taşhan ve Sokullu
Hamamı da caminin vakfiyeleri arasında yer almaktadır.[7]
Mimar Sinan’ın altı köşeli veya sekiz köşeli şemaya uygun olarak dizilmiş payeler üzerine oturan tek kubbeli camilerine bir hazırlık niteliğinde olan bu caminin planı ve yapısı Osmanlı mimarisi için büyük bir önem kazandırmaktadır. [8]
Camii, 1763 yılında gerçekleşen onarımdan sonra 1893- 1895 yılların da da onarım görmüştür. Cumhuriyet döneminde ise 1930-1960’lı yıllardaki onarımların ardından[9] Vakıflar Bölge Müdürlüğü eliyle 1991 yılında geniş çaplı bir onarıma alınmıştır. 18 yıl gibi uzun bir süre sonunda Ağustos 2009 tarihinde onarımı tamamlanarak ibadete açılmıştır.[10]
Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olup Edirne Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulunun 04.07.2003 tarih ve 7697 sayılı kararıyla tescil altına alınmıştır.
Not:
Foto: Enver Şengül
Ender Bilar- www.enderbilar.com